MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

NEBİLER

<< 3324 >>

4- Allah'ın Nebii Hud

 

1. İbn Abbas

 

- - (-)

24606 (1)- İbn Abbas der ki: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) hac esnasında Usfan vadisine geldiği vakit: ''Ey Ebu Bekr! Bu ne vadisidir?'' diye sordu. Ebu Bekr: "Usfan vadisidir" cevabını verince, Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şu karşılığı verdi: ''Hud ve Salih, gemleri liften yapılmış kırmızı genç develere binmiş olarak, aba ve yünden kaftan giymiş halde, hac için Kabe'ye doğru telbiye getirerek bu vadiden geçmişlerdi. ''

 

[Hasen]

 

 

2. Hans b. Hassan

 

- - (-)

24607 (1)- Haris b. Hassan der ki: Zebede denilen yerde Temim oğullarından tek başına olan yaşlı bir kadına rastladım. Bize: "Nereye gidiyorsunuz?" diye sorunca: "Resulullah'a gidiyoruz" dedim. Bunun üzerine: "Beni de sizinle birlikte bindirip götürün. Zira onda bir ihtiyacım vardır" dedi. Mescid'e girdiğimde orası insanlarla dolu idi. Orada dalgalanan siyalı bir sancak vardı. "Bugün bu insanlara ne olmaktadır?" diye sorduğumda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr İbnu'l-As'ı, bir yere gönderecektir (onun hazırlığı var)" dediler. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e: "Ey Allah'ın Resulü! Dehna denilen yeri bizimle Temim oğulları arasında sınır kılsan. Bir zamanlar orası bizim idi" dedim. Bunun üzerine yaşlı kadın hiddetlenerek: "Ey Allah'ın Resulü! Senin Mudarlı oluşun ne olacak?" dedi. Ben de: "Ey Allah'ın Resulü! Onu bindirip getirdim, ama bana hasım olduğunu bilmiyordum. İlk kişinin (Ad kavminin elçisinin) dediği gibi olmaktan Allah'a sığınırım" dedim. Bunun üzerine Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem): ''İlk kişi ne demiş ki?'' buyurunca, ben de şu karşılığı verdim: "Bunu en iyi bilene denk geldin." -Sellam ekledi: "Bu ahmak biridir ki Resulullah'a (Sallallahu aleyhi ve Sellem): "Bunu en iyi bilene denk geldin" demektedir. - Ancak Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuyu bildiği halde kendisine: ''Söyle bakalım ne diyeceksin?'' buyurdu. "Ad kavmi Kayl adında birini elçi olarak gönderdi. Bu adam Muaviye b. Bekr'e misafir olup bir ay boyunca yanında kaldı. Bekr onu ağırladı, içki içirdi ve iki kadın şarkıcı çağırıp şarkı söylettirdi. Daha sonra Kayl, Muhre dağına doğru yola düştü. Bu dağa geldiğinde: "Allahım! Bir esir için fidye veya bir hasta için şifa istemek üzere gelmedim. Kuluna daha önce gönderdiğin yağmuru şimdi de gönder. Aynı şekilde Muaviye b. Bekr'e de yağmur gönder" diye dua etti. Bekr'e bu duası da ona bir ay boyunca içirdiği içkiye teşekkür mahiyetindeydi. Bunun üzerine birkaç siyah bulut çıkarıldı ve ona: ''Kavurucu ve küle dönüştürücü olarak onu al! Ad kavminden geriye kimseyi bırakma'' denildi."

Ebu Vail: "Bana anlatıldığına göre Ad kavminin üzerine sadece yüzük kalınlığında bir rüzgar gönderildi" dedi.

 

[Hasen]

 

Diğer tahric: Tirmizi (3325-9) ve İbn Mace (2816) rivayet ettiler

 

 

 

24608 (2)- Haris b. Yezid el-Bekri anlatıyor: Ala b. el-Hadramiyi, Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e şikayet etmek için yola çıktım. Rebeze denilen yerde Temim oğullarından tek başına olan yaşlı bir kadına rastladım. Bana: "Ey Allah'ın kulu! Resulullah'ta (Sallallahu aleyhi ve Sellem) bir ihtiyacım vardır. Beni de yanında götür" dedi. Bunun üzerine onu bindirip Medine'ye geldim. Mescid insanlarla dolu idi. Orada dalgalanan siyah bir sancak vardı. Bilal kılıcını kuşanmış bir vaziyette Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in önünde duruyordu. "Bu insanlara ne oluyor?" diye sorduğumda: "Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem), Amr İbnu'l-As'ı, bir yere gönderecektir (onun hazırlığı var)" dediler. Bunun üzerine ben de orada oturdum. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) yerine veya eşyalarının yanına girince yanına girmek için izin istedim. Bana izin verdi ve içeri girip selam verdim. Bana: ''Sizinle Temim oğulları arasında bir şey mi var?'' diye sorunca: "Evet, orası son olarak bizim idi. Yolda Temim oğullarından tek başına olan yaşlı bir kadına rastladım. Kendisini sana getirmemi istedi. Ben de onu getirdim, kapıda beklemektedir" dedim. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) kendisine izin verince kadın içeri girdi. Ben: "Ey Allah'ın Resulü!" Dehna denilen yeri bizimle Temim oğulları arasında sınır kılsan" dedim. Bunun üzerine yaşlı kadın hiddetlenerek doğruldu ve:

"Ey Allah'ın Resulü! Senin Mudarlı oluşun ne olacak?" dedi. Ben de şu karşılığı verdim: "Benim durumum kendini kesim için hazırlayan keçi gibi oldu. Onu bindirip getirdim, ama bana hasım olduğunu bilmiyordum. Ad kavminin elçisi gibi olmaktan Allah'a sığınırım" dedim. -Ravi der ki:

"Ancak Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) konuyu kendisinden daha iyi bildiği halde ona: ''Ad kavminin elçisi de kimmiş?'' diye sordu.- "Ad kavmi büyük bir kuraklığa maruz kalınca çare bulması için kendisine Kayl denilen birini elçi olarak gönderdiler. Bu adam yolda Muaviye b. Bekr'in yanında misafir oldu ve bir ay boyunca yanında kaldı. Bekr onu ağırladı, içki içirdi ve kendilerine Ceredetan denilen iki kadın şarkıcı çağırıp şarkı söylettirdi. Bir ay geçtikten sonra Tihame dağına doğru yola düştü. Bu dağa geldiğinde: "Allahım! Bir hastalığıma şifa istemek üzere veya bir esirin fidyesi için gelmedim. Allahım! Ad kavmine daha önce gönderdiğin yağmuru şimdi de gönder. Bunun üzerine kendisine birkaç bulut çıkarıldı ve: "Bunlardan birini seç" denildi. Adam bulutların içinden siyah olanı seçince: "Kavurucu ve küle dönüştürücü olarak onu al ve Ad kavminden geriye kimseyi bırakma" denildi. Bana anlatıldığına göre Ad kavminin üzerine sadece şu yüzüğüm kalınlığında bir rüzgar gönderildi ve helak oldular."

Ebu Vail der ki: Kadın ve adam kendilerinden bir elçi gönderdiği zaman ona: "Ad elçisi gibi olma" derdi.

 

[Hasen]